Adet düzensizlikleri; kadınların Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanlarına en sık başvuru nedenlerinden biridir. Görülme sıklığı doğurganlık çağındaki kadınların %9- 30’ u arasında değişmektedir. Adet düzensizliği; kadının normal menstrual siklusu dışında kanamaların olmasıdır. Normal menstrüal siklus; 21-35 gün aralıkla, 2-7 gün süren, ortalama 30-40 ml kan kaybıyla ( günde 2-3 ped) birlikte olan kanamalardır.
Adet düzensizlikleri kendini sıklıkla adet kanamalarında fazlalık , adet kanamasının uzun sürmesi ya da adet öncesi veya adet sonrası lekelenmeler ve kanamalar olarak kendini gösterir. Bazen de adet kanamasının az olması ya da hiç olmaması olarak görülür.
Adet görmeye başlayan genç kızlarda ilk 2 yıl ve menapoz öncesi dönemde adet düzensizlikleri sıklıkla görülmektedir ve doğal bir süreç olarak kabul edilir.
Adet düzensizliğinin pek çok sebebi vardır. Ancak adet düzensizliği ile gelen bir hastada öncelikle dışlanması gereken gebelik ve gebeliğe bağlı komplikasyonlardır. Bu nedenle öncelikle hastada gebelik olmadığından emin olmak gerekir. Bunun haricinde diğer nedenler endokrinolojik nedenler, sistemik hastalıklar ve jinekolojik problemler başlığı altında incelenebilir.
1.ENDOKRİNOLOJİK NEDENLER:
- Yumurtlamanın olmaması (Anovulasyon): Düzensiz kanamaların en sık nedenidir. Yumurtanın gelişememesi ya da yumurtlamanın olamamasına bağlı oluşur. En sık görülen anovulasyon sebebi Polikistik Over Sendromudur (PCOS). Polikistik Over Sendromu’nda henüz tam saptanamayan bir sebep ile yumurta gelişimi bloke olmuştur. Sıklıkla suçlanan insülin direnci ve kronik inflamasyondur. Hastalarda sıklıkla 2-3 ayda bir adet görmeye ya da yılda 9’dan az adet görmeye neden olmaktadır.
- Anovulasyon, menarş ( ergenlik dönemi ) ve menapoz dönemindeki kadınlarda da görülmektedir. Menarş döneminde ortalama 1-2 yıl adet düzensizlikleri olabilmektedir. Hipotalamo-hipofizer aksın tam gelişememesi nedeniyle FSH ve LH hormonlarının salınımı düzenli olamamakta ve yumurtalıkların çalışması düzenli olamadığı için adetler düzensiz seyretmektedir. Hipotalamo-hipofizer aksın olgunlaşması 1-2 yılı bulabilir ve bu süreçte 2-3 ayda bir adet görme gibi adet düzensizlikleri görülebilmektedir.
- Menapoz öncesi dönemde ise yumurtalıklardaki yumurta rezervinin azalmasına bağlı olarak kadınlar önce sık sık adet görmeye , ardından 2-3 ayda bir adet görmeye başlarlar. Bu süreç bazen 2-3 yılı bulabilmektedir. Bu süre zarfında yoğun , parçalı kanamalar olmadığı müddetçe bu sürecin doğal bir süreç olduğu akılda tutulmalıdır.
- Hipotiroidi ( Tiroid bezinin az çalışması) , hipertiroidi ( Tiroid bezinin fazla çalışması ) gibi tiroid bezinin fonksiyonun bozulduğu durumlarda, insülin direnci ve diabet gibi durumlarda, böbrek üstü bezinin hastalıklarında (Cushing hastalığı) ve hipofiz bezi hastalıklarında (hiperprolaktinoma..) da anovulasyona bağlı adet düzensizlikleri meydana gelir. Hipotiroidide sıklıkla adet kanamalarında fazlalık ve sık sık adet görme gözlenirken ,hipertiroidi varlığında adet kanamalarının aaralarında uzamalar ve adet kanamalarında azalmalar görülmektedir. Hiperprolaktinemi ( prolaktin yükseliği ) durumunda ise adetlerde gecikmeler sıklıkla kendini göstermektedir.
- Ovulasyon (yumurtlama ) varlığında en sık görülen endokrin sebep ise Korpus Luteum Yetmezliğidir. Corpus luteum, yumurtlama sonrasında yumurtalıkta kalan hücrelerin oluşturduğu, progesteron salgılayan yapıdır ve Sarı cisimcik olarak da adlandırılır. Progesteron gebelik oluştuğunda gebeliğin devamı için gerekli olan hormondur. Gebelik oluşmadığı durumda ise corpus luteum bir süre sonra yavaş yavaş fonksiyonunu kaybeder ve progesteronun endometriumdaki etkisini kaybetmesine bağlı olarak çekilme kanaması yani adet kanaması ortaya çıkar. Korpus luteum yaklaşık 14 gün etkinliğini korumaktadır. Bazen beklenenden daha erken fonksiyonunu yitirebilmektedir. Bu durum Korpus Luteum Yetmezliği olarak adlandırılır. Hastalarda adet öncesi lekelenme ya da sık sık adet görme şikayetlerinin yanında infertiliye ve Tekrarlayan gebelik kayıplarına da neden olabilmektedir.
2. SİSTEMİK HASTALIKLAR:
- Koagulasyon sistemini (pıhtılaşma sistemi ) bozan hastalıklar menstruel düzensizliklere eden olmaktadır. İTP (İdiopatik Trombositopenik Purpura ), Von Willebrand hastalığı, Lösemi, Lenfoma… gibi hematolojik kanserler pıhtılaşma sistemini bozarak yoğun kanamalara neden olmaktadır. Von Willebrand Hastalığı bunlardan en sık görülenidir (%13). Özellikle adölesan döneminde yoğun menstruasyon kanaması olan genç kızlarda mutlaka araştırılması gerekmektedir.
- Karaciğer ve Böbrek hastalıkları, Obezite, Antikoagulan , Kortikosteroid kullanımı… gibi dışardan ilaç kullanımı da diğer adet düzensizliği sebebidir.
3. JİNEKOLOJİK PROBLEMLER :
- Doğurganlık yaşındaki kadınlarda GEBELİK mutlaka araştırılmalıdır ve akılda tutulmalıdır. Gebeliğe bağlı düşük, düşük riski ve dış gebelik.. gibi komplikasyonlar sıklıkla kanama olarak kendini gösterir. Bu nedenle doğurganlık dönemindeki kadınlarda adet düzensizliği nedeniyle başvuran her hastada gebelik dışlanmalıdır.
- Servisit ve Endometrit gibi genital enfeksiyonlar, anormal kanamalara neden olabilmektedir. Tanısı Jinekolojik muayene ve gerekirse kültür ile koyulabilmektedir.
- Endometriozis ( çikolata kisti ) ve Adenomyozis de adet öncesi lekelenme, adet kanamasının fazla olması.. gibi adet düzensizliklerine neden olabilmektedir. Tanısında detaylı anemnez, dikkatli bir jinekolojik muayene yapılmalıdır.
- Doğurganlık çağındaki kadınlarda en sık sebep ise myomlardır. Submukozal ve intramural yerleşimli myomlar sıklıkla anormal kanamalara neden olabilmektedir.
- Endometrial polipler ise bir diğer sık rastlanan nedendir. Özellikle premenapozal dönemde daha sık rastlanmaktadır. Adet öncesi ve sonrası lekelenme, adet ortası lekleneme gibi düzensizliklere neden olabilmektedir. Tanısında ultrason ile şüphelenildikten sonra histereskopi ile direkt endometrial kalitenin içi incelenerek koyulur.
- 35 yaşın üzerinde mutlaka jinekolojik kanserler akla gelmelidir.
Report